4 Mart 2012 Pazar

Hello Spring!


Sonunda Mart ayına girdik, fakat her zamanki gibi bahara girdiğimizi hissedemiyoruz. Bu senen, geçen seneden daha beter bir şekilde. Mart ayında kar yağdığını da gördük ya, hiç bir şey şaşırtamaz artık.

İlkbahar demek, serin rüzgar demek.Tepede güneş demek. Bazen yağmur demek. Yani ilkbahar demek, biraz yaz, biraz sonbahar demek.
Sabah uyanırsınız, Güneşe açarsınız gözünüzü,ki ben güneşe uyanmayı çok severim.Camı açarsınız,serin bir rüzgar eser yüzünüze. Fakat çok açık tutamazsınız camı, zira ürperir içiniz. Bunu da severim. Sıcakta üşümek ayrı bir keyif -dengesizlik .

Dışarı çıkarken üstünüze sadece tişört giyerseniz üşürsünüz, kazak giyerseniz terlersiniz.Bu yüzden tişört ve hırka giyersiniz. Her iki durumdada bir kurtarıcınız olur demektir bu.
Sandalet için erken, bot için geç bir mevsimdir bu. Güzelliği, spor ayakkabılarımızı rahatça giyebilmemiz sanırım.
Ne yaz kadar bunaltıcı,ne kış kadar dondururcu, ne sonbahar kadar ıslak. Biraz güneş, biraz rüzgar, arada yağmur. Keşke hep ilkbahar olsa dedirtircesine, harmanlanmış bir mevsim.

Gezmek için ideal bir mevsim bence. Üşürsen hırkanı giyersin ne olacak. Kuşlar cıvıl cıvıl. Yağmur çamur yok.- Yağmur bazen var ama en azından çamur yok!. Hava geç kararmaya çoktan başladı bile.  Şimdi düşündüm de,bir an önce gelsin şu ilkbahar!

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
Çok doğru. Mart ayı, kış kalıntılarından kurtulma mevsimi olduğu için, hiç sevmem bu ayı. Mart ayı benim için bekleyiş demek, Nisan ayını bekleyiş.Bir katlanış. Ne yazık ki, Mart ayı en az kış kadar dengesiz.- Şimdiki kış.
Mont giymeyi seven varsa, evet güzel. Fakat ben sevmiyorum arkadaş! Bu yüzden de mart ayını sevmiyorum. Nokta.


Gözde /İçimden Gelen Her Şey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler