7 Aralık 2011 Çarşamba

# İstanbul Modern'e gittim



İstanbul Modern'e gittim.

4 Aralık günü İstanbul Modern'e gittim.Bir önceki günün sersemliği, uykusuzlugu da olsa, kafama koymuştum, gidecektim bir kere.Bu arada, bir önceki gün doğum günüm için geç de olsa kutlama yapmıştık arkadaşlarımla. Bütün akşam 'Yarın erken kalkıcaz ona göre İstanbul Modern'e gideceğim' dedim durdum.Buna karşılık 'Kızım gitme yaa taa karaköye sergiye mi gidilir? ' gibi sözler duysam da aldırış etmedim. Hem merak ediyordum, hem de listemden yapılacak bir şeyi daha çizmeliydim.


                                                                    Cağnım Biletim


Saat 16.30 civarında tramvarydan indim. Sergiye bir tek otoparktan mı giriş vardı, yoksa ben mi kendimi araba sanarak otoparktan girdim bilmiyorum. Girişteki güvenlik, 'Sergiye mi cafeye mi gideceksiniz?' diye bir soru sorduğu için yolumu bulmakta zorluk çekmedim. Gayet açık bir şekilde tarif etti sağ olsun, giriverdim hemencecik.

Önümde bir yandan yürüyüp bir yandan makara yapan ve dillerinin çince oldugunu düşündüğüm ve bir o kadar da anlamadığım çekik gözlü soyundan 2 turist vardı. Belliydi ki onlar da sergiye gidiyorlardı. İçeri girdik ve ben de aptal gibi onları takip ediyordum. Birden durdular, dolayısıyla ben de durdum. Sonra üstlerini çıkardılar , ben de bir yandan  ' Bu sergiye montla girilmiyor mu yoksa vestiyeri falan mı var? E vestiyeri varsa bu kadar milyon insanın montuyla mı ugraşılır yaa?? ' diye içimden geçen saçmasapan sorularla boğuşuyordum.

Daha sonra, danışmanın önünde durdugumuzu fark ettim ve onları takip ettiğim bariz oldugundan bozuntuya vermek istemedim,hemen ince ve kibar ses tonumla yanımda duran güvenliğe 'Bileti nerden alıyoruz ? ' dedim.Gösterdi ve biletimi aldım. Biletler gayet makul fiyatlarda; Öğrenci:3,5 TL Tam:7 TL.
İçeriye girerken, biletinizin yanında, yukarıdaki resimde gördüğünüz kırmızı yuvarlak yapıştırmayı veriyorlar ve üstünüze yapıştırmanızı istiyorlar. Açıkçası mantığını çözemedim, belki de kaçak giren varsa onları daha kolay bulabilmek içindir diye düşündüm.Girişteki bir başka güvenlik, yapıştırmanın deri monta yapıştırılmaması gerektiğini söyledi. Çıkarmak istediğinizde tam anlamıyla çıkmıyor ve yapışkanları kalabiliyormuş. Tişörtünüze yapıştırmanız, montunuzun sağlıgı açısından daha mantıklı. Bi sergi için yeni mont almak istemezsiniz herhalde.

Sergi tek bir sergi değil aslında. Ben sadece resim sergisi olarak düşünmüştüm. içeride farklı 3 sergi vardı. Yeni yapıtlar yeni ufuklar,Hayal ve hakikat,Tekinsiz karşılaşmalar olarak toplam 3 sergi.

İçeride resimler,heykeller ve bunların yanısıra küçük küçük sinema şeklinde odacıklar mevcut. İlginizi çeken bir tanesine girip sinema tadında o videoları izleyebiliyorsunuz. Resimlerin bazıları sadece sesli anlatım için tasarlanmış,yani sesli anlatım için kulaklık almamışsanız, resimlerin içeriğini öğrenemiyorsunuz. Bu yüzden o kısımları bakarak geçmek durumunda kaldım.




Bu arada, sergiye girdiğinizde yukarı bakmayı unutmayın. Kafanızın üstünde asılı yüzlerce kitap göreceksiniz ve gerçekten can alıcı gözüküyorlar.







İşte bu da sergideki en beğendiğim, ve adını okudugumda kıkırdadığım bir parçaydı.İlk gördüğümde aaa ne enteresan dedim ve adına baktım adı aynen şuydu; Sikimden aşşa kasımpaşa. Çok iyi değil mi ?!!


İçeride bir de 90lı yıllarla ilgili mini bir oda vardı. Oda dediğime bakmayın, sinema odalarıyla alakası yok. İçeriğini anlaymam gerekirse, bir kadın odası gibi hazırlanmış.O zamanların magazın haberlerı küçük bir televizyonda oynuyor, eski dergiler, eski biblolar, bir koltuk ve dahası. Bu da çok hoşuma gitmişti ve o kadar çok bakmışım ki güvenlik birşey yapıcam zannettı herhalde, yanımda bitti.

Şuna da bir değinmek isterim, içeride çok fazla güvenlik görevlisi var. Doğrusu da bu, ama mağazaya girdiğinizde hemen yanınıza gelen itici tezgahtarlar gibiler. Açıkçası sinir oldum. Ben orda koca tabloyu çalacak değilim, korumanın bu kadarı da saçmalıktı. İnsanın kendısınden şüphe duymasını sağlıyorlar.

Şimdiki aklım olsa ilgimi çeken tüm objelerin, tabloların, fotoğrafların isimlerini not ederdim, ama bir gün blog açacağımı ve yazıya dökeceğimi bilemezdim.

İçeride fotoğraf çekmek yasak oldugundan, buraya kendı çektiğim fotoğrafları koyamamakla birlikte, yalnız gittiğimden serginin önünde çekilmiş bir fotoğrafım bile yok. Sizlere sadece biletimi gösterebilirim. Bununla yetinebiliriz her halde.

Listemden yapılacak bir şeyi daha silmiş olamama seviniyorum, daha sonra görüşmek üzere.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler