Müzik eşliğinde okuyunuz.
Televizyonu kapattım. Fotoğrafları çekmeceye koydum ve yatağıma,esas huzura doğru yola çıktım. Çok uzun bir yol değildi,fakat uykuluyken bir hayli uzundu.
Şaşkındı yol,ben şaşkındım. Uyku sersemliğim ile şaşkınlığım kafamı karıştırıyordu. Düşünmemeye çalıştım.
Gözlerimi yine aynı rüyayı görmeyi dileyerek kapattım.
Uyandım. Aynı rüya yoktu. Olmamıştı. Dileğim gerçekleşmemişti. Düşündüm; Tekrarını istemek yüzsüzlüktü.Belki,ilkini de hiç yaşamamıştım.Aklımdan zorum mu vardı? Evet, belki de ben bir deliydim. Belki de bir şizofren. Önemi yoktu. Bunlarında hiç bir önemi yoktu. Mutluydum, ve deli olmaya razıydım.
Dolabımı açtım.Farkına vardım: Benim ne zaman bu kadar çok beyaz elbisem olmuştu? Belki de annem almıştı. Önemsemedim. Aralarından birini rastgele seçtim ve giyindim. Ne giyindiğim pek umrumda olmazdı. Huyum böyleydi.Giyindikten sonra, elbisemin güzel bir seçim olduğu kanısına vardım. Belime kadar dar, belimden dizlerime kadar hafif bol olan elbisenin yakasındaki çiçekler,onu daha da çekici kılıyordu.
Yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Bunu sevmezdim. Yüzümü yıkamak, duş almaktan daha zor gelirdi.Her zamanki gibi katlandım ve yaptım bunu.
Dişlerimi fırçalarken bir yandan da saçlarımı taradım.Bazı zamanlar, tıpkı şuanki gibi iki ayağımı bir pabuca sokmayı severdim. Önemi yoktu. Bu kimseyi ilgilendirmezdi.
Hazırlanıyordum. Neden hazırlandığım hakkında hiç bir fikrim yoktu.Nereye gideceğim hakkında da. Sahi, neden hazırlanıyordum ben? Bu halim neydi?
Evde kimse yoktu.Kardeşim okula,babam işe gitmiş olmalıydı.Annem de büyük ihtimalle komşudaydı.
Bembeyazdım bugun.Kendimi huzurlu hissediyordum.Huzurlu,ve yorgun.Beyazın tüm huzuru üzerimdeydi sanki.Evet, beyaz huzur veriyordu.
Evden çıktım.Rüyada gibiydim. Dün geceki rüyamda gibiydim.Ayaklarımla aynı dili konuşmuyorduk bugun.Düşünemiyordum.Kontrol edemiyordum.Ayaklarım, beni, bedenimi ele geçirmişti. Beni götürüyordu. Hayır. Bu rüyadan çok farklıydı. Güven içinde yürüyordum. Korkmuyordum.Ayaklarıma teslim oldum.Hayır diyemedim. Dur diyemedim,diyemezdim. O gücü kendimde hissetmiyordum. Bitmiştim sanki,yorgundum. Direnmeliydim.
Durdum. Nerede olduğumu,buraya nasıl geldiğimi düşünmeye çalıştım. Olmadı. Hafızam silinmiş gibiydi. Uzun bir yolculuk muydu? Ne kadar zaman geçmişti? Bu düşüncelere harcayacak zamanım olmadığını fark ettim. Etrafa bakındım. Arkamı döndüğümde,bir hastahane gördüm. Hiç vakit kaybetmeden kendimi hastahaneye attım.
Bir hemşire. Uzun dalgalı saçlarını özenle toplamıştı. Makyajsız yüzü,solgun görünüyordu. Buna rağmen,güzel bir kadındı. Güzel olduğu kadarda soguktu,buz gibiydi.
Aldırış etmedim. Seslendim.Beni duymadı. Önemli değildi.Zaten hemşireler hep böyleydi.
Veznede bir kız gördüm. Gençti bu kız. Yaşam sevinci,gülen yüzünden buram buram etrafındaki kişilere de yansıyordu.Kanım ısındı,ve yanına gittim.
Bir haykırış. Çok yakından geliyordu.Kanımı dondurmuştu. Soramadım. Kafamı sola döndürdüğümde,bayılacağımı hissettim.Başım dönüyordu.
Haykıran,annemdi. Koridorun sonundaki odadan,zorla çıkarılmıştı.Peşisıra babam, ve kardeşimi gördüm. Çok kötü şeyler oluyordu. Ve ne olduğu hakkında en ufak bir fikre sahip değildim.
Annemin yanına gittim. Ağlıyordu.Gözleri o kadar çok şişmişti ki, küçücük gözülüyordu gözbebekleri. Uzun zamandır ağlıyor olmalıydı.
Diz çöktüm. Annem de beni fark etmemişti. Herkes kendi derdine düşmüştü. Bu durum sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Ne oldugunu ogrenmek benım de hakkımdı.
''Biri bana burda ne oldugunu soyleyecek mı?'' dedim. Bağırıyordum. Kimsenin umrunda olmamak benı çığrımdan çıkarmaya başlamıştı.Ağlamaya devam ettiler.Bu artık dayanılmazdı.
Küfür ettim. Defalarca. O odada kimin oldugunu öğrenmenin zamanı gelmişti.Kararlı bir tavırla, hızlı adımlarla odaya yöneldim.
Belki de, bunu hiç yapmamalıydım. Hiç öğrenmemeliydim... Öğrenmeseydim, hiç gitmek zorunda kalmazdım belki de.Evet. O odaya hiç girmemeliydim.
Uyuyordum ben. Hayatımda ilk defa, uyumak istemedim.O yataktan kalkmak,kalbimin yenden atmasını sağlamak istedim.
Olmadı. Olamazdı.Uyku vaktim çoktan gelmişti. Uyku vaktinin ne zaman geleceği belli olmazdı ve ben, vakitsiz gelen şeyleri sevmezdim.
Gözde/İçimden Gelen Her Şey